Hazar ERTÜRK
Çizim: İrem AKÇA

Yukarıdaki adlandırmayı kullanmakta ısrar eden ve yaygınlaşmasını savunan siz değerli üstadlarım…Evet âşık olduğunuz, emek verdiğiniz, gözyaşı döktüğünüz o güzel sazınızı insanlara tanıtırken “bakın bu kemençe” diyerek maça 1-0 yenik başlamak; o mâlum muhabbetin içine girmemek için; hemen önde baskıyla sazınızı başka bir şekilde isimlendirme ihtiyacı içerisindesiniz. Yıllardır “ne çalıyorsun? ney mi? Ay tamam işte ben de onu soruyorum neYYY çalıyorsun?” gibi gülünç enstantanelere maruz kalmış ve kalmaya devam etmekte olan bir neyzen olarak sizin neler çektiğinizi az çok anlayabiliyorum.
Ama unutmayın ve utanmayın; sizler elinizdeki sazla pek âlâ bir Of-Sürmene türküsü de çalabilirsiniz. Yani bahsettiğim repertuarı olması gerektiği tavırla icra edebilecek maharette kişilersiniz ve keşke arada bir çalsanız biz de dinlesek. Evet bu saz İstanbul ve yakın çevresinde kullanılmış tanınmış sevilmiş ama “İstanbul kemençesi” diyerek Oflu Rizeli Artvinli genç arkadaşlarımızı kaybetmeyi onların gözlerini korkutmayı; zaten İstanbul denince Fenerbahçe ve kupa trajedisini bir türlü atlatamayan Trabzonlu delikanlıların acı hatıralarını depreştirmeyi neden isteyesiniz ki?
Klasik kemençe ismi aslında ne güzeldi. Hatta “klasik” kavramı her ne kadar tam oturmamış ve genelde yanlış kullanılsa da “galatı meşhur lügatı fasihten evladır” hükmü fehvasınca artık klasik denince İstanbul ve çevresi; Saray ve o tabakada neşünevâ bulmuş ve Anadolu’ya da sirayetmiş ve “halk” müziğiyle aynı organik bağı taşıyan bir müzik denildiği anlaşılıyordu. Ne oldu da bu isimlendirmeden vazgeçtik anlamış değilim. Bu tıpkı Adana kebabı lafının anlamsızlığına benziyor. Tüm ülke kebap dendiği zaman zaten neyi anlaması gerekiyorsa onu anlıyor ve yiyor. Emin olun Adana’da Urfa’da Antep’te kimse adana yiyelim demiyor. “Hele babuş ver bi kebab” diyor. Ama meraklı yabancı turistler ne diyor: Törkiş kebaaaab. Tıpkı yıllardır “hadi aç klasiklerden bir şey dinleyelim” ya da “klasik Türk müziği seviyorum” denince herkesin ne anladığı gibi. Lütfen ‘klasik’ ve ‘Türk’ kavramlarını kullanmaktan vazgeçmeyelim. ‘Türk’ isimlendirmesi de kavram mı oldu şimdi dediğinizi duyar gibiyim. Onu da bilâhare konuşuruz.